Vajinismus ( Vajinusmus )

Vajinismus (Vajinusmus): Psikolojik, Fizyolojik ve Sosyokültürel Boyutlarıyla Bir İnceleme
1. Giriş
Vajinismus, kadın cinsel işlev bozuklukları arasında hem görülme sıklığı hem de sosyal etkileri açısından dikkat çeken bir durumdur. Günümüzde özellikle dijital ortamda “vajinismus nedir”, “vajinismus belirtileri”, “vajinismus tedavisi”, “vajinismus nasıl geçer”, “vajinismus tedavi süreci”, “vajinismus psikolojik mi”, “vajinismus egzersizleri”, “vajinismus terapisi” gibi arama terimlerinin artışı, toplumda bu konudaki farkındalığın yükseldiğini göstermektedir.
Vajinismus, vajina çevresindeki kasların istemsiz kasılması sonucu cinsel birleşmenin gerçekleşememesi veya ciddi ağrı ile seyretmesi durumudur. Türk toplumunda utanç, mahremiyet ve yanlış cinsel bilgi kalıpları nedeniyle çoğu zaman gizli kalan bu durum, hem bireysel hem de evlilik ilişkisi üzerinde ciddi psikolojik yükler oluşturur.
2. Tanım ve Tıbbi Sınıflandırma
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Amerikan Psikiyatri Birliği’nin DSM-5 sınıflamasına göre vajinismus, “Genital-Pelvik Ağrı/Penetrasyon Bozukluğu” başlığı altında ele alınmaktadır. Bu bozukluk; cinsel ilişki sırasında vajinal penetrasyona yönelik belirgin korku, ağrı veya kasılma tepkisiyle karakterizedir.
Vajinismus, birincil (primer) ve ikincil (sekonder) olmak üzere ikiye ayrılır:
-
Birincil vajinismus: Kadının hiçbir zaman tam cinsel birleşme yaşayamadığı durumdur.
-
İkincil vajinismus: Daha önce ağrısız birleşme yaşamış ancak sonradan çeşitli nedenlerle bu durumu geliştiren kadınlarda görülür.
3. Epidemiyoloji ve Görülme Sıklığı
Türkiye’de yapılan klinik çalışmalar vajinismusun, cinsel terapi merkezlerine başvuran kadınların yaklaşık %45-60’ını oluşturduğunu göstermektedir. Dünya genelinde ise bu oran %1 ila %6 arasında değişmektedir. Google Trends verilerine göre, Türkiye’de “vajinismus tedavi merkezi”, “vajinismus Antalya”, “vajinismus İstanbul”, “vajinismus doktoru”, “vajinismus çözümü”, “vajinismus bitkisel tedavi” gibi arama kelimeleri 2024-2025 yıllarında belirgin bir artış göstermiştir.
Bu artış, özellikle internet ve sosyal medyanın bilgilendirme etkisiyle birlikte kadınların bu konudaki sessizliğini kırmaya başladığını göstermektedir.
4. Etiyoloji: Nedenleri ve Risk Faktörleri
Vajinismusun oluşumunda psikolojik, fizyolojik ve sosyokültürel faktörler etkileşim içindedir.
4.1 Psikolojik Nedenler
-
Cinsel travmalar: Çocuklukta cinsel istismar, taciz veya şiddet öyküleri.
-
Yanlış cinsel eğitim: “Cinsellik günah, ayıp” gibi inanç kalıpları.
-
Ağrı korkusu (disparoni beklentisi): İlk gece korkusu, kızlık zarıyla ilgili yanlış bilgiler.
-
Anksiyete bozuklukları: Özellikle performans kaygısı ve genel anksiyete vajinismusla sıklıkla birlikte seyreder.
-
İlişki çatışmaları: Partnerle iletişim problemleri, güvensizlik veya baskıcı ilişkiler.
4.2 Fizyolojik Nedenler
Her ne kadar vajinismus çoğunlukla psikolojik kökenli olsa da, bazı anatomik veya hormonal nedenler (vulvodini, enfeksiyonlar, östrojen eksikliği, pelvik taban kas spazmları) durumu tetikleyebilir.
4.3 Sosyokültürel Nedenler
Toplumun cinselliğe bakışı, kadın bedenine yönelik tabu ve ahlaki baskılar, “namus” kavramının yanlış yorumlanması gibi sosyokültürel etkenler Türkiye’de vajinismusun görülme oranını artırmaktadır.
5. Klinik Belirtiler
Vajinismusun en sık görülen belirtileri şunlardır:
-
Cinsel birleşme girişiminde yoğun korku veya panik hissi
-
Vajinal kasların istemsiz kasılması
-
Cinsel birleşme sırasında yanma, batma veya ağrı hissi
-
Jinekolojik muayeneden kaçınma
-
İlişki sonrası depresif ruh hali veya suçluluk duygusu
Bazı vakalarda bu durum, kadının genel cinsel isteksizliğiyle karıştırılabilir. Ancak vajinismusun ayırt edici özelliği, istemsiz kasılmanın bilinç dışı şekilde gerçekleşmesidir.
6. Tanı Süreci
Tanı koyarken, hem psikolojik değerlendirme hem de jinekolojik muayene esastır. Vajinismus tanısında dikkat edilmesi gereken en önemli husus, kadının güven duygusudur. Deneyimli bir kadın doğum uzmanı ve psikoterapist iş birliği ile tanı süreci ağrısız, empatik ve aşamalı şekilde yürütülmelidir.


